Otaku ve JYJ

Selam!

Ben Dilem bu da benim kişisel blogum.

Bu blogu neden açtığımla ilgili en ufak bir fikrim yok ama açtım işte…

Bilirsiniz bazen insanlar dertleşmek ister. Hoş, okunacağımı pek zannetmiyorum ama yine de ara sıra yazmaya karar verdim.

Ben kimim? İyi soru… Ben evrenin herhangi bir yerinde nefes alan herhangi bir aciz insanım. Anime izlerim, manga okurum, J-Rock ya da K-pop dinlerim falan işte.

İlle de bir isim ver kardeşim kimi dinlersin, derseniz verebileceğim ilk cevap (tabi ki göğsümü gere gere) JYJ olacaktır. En çok onları dinler onları severim. Fanatik denecek kadar severim. Fanatik miyim? Kısmen evet… JYJ ile tanışalı pek uzun bir zaman olmadı ama haklarında bir çok bilgi edindim ve her geçen gün JYJ’e olan sevgim arttı. Gerek duruşları, gerek müzikleri, gerek kişilikleri… Tam anlamıyla kalbimi fethettiler! Eğer haklarında bir şey bilmiyorsanız azıcık kurcalayın derim; pişman olmazsınız.

JYJ demişken, Kim Junsu’nun solo albümü “Xia Tarantallegra” için düzenlediği konseri vardı bugün.

Yıkmış ortalığı!

Herkesi hayran bırakmış. Beni de hayran bıraktı açıkçası. Tamam, konsere gidemedim ama fan kameralarını izledim; ağzım açık kaldı. Tek kelimeyle; MUH-TE-ŞEM-Dİ! Onlar nasıl kıyafetler, o nasıl bir dans… Hele ki hiç detone olmadan o yüksek seslere ulaşıtığını gördükten sonra dedim arkadaş, kimse gelip bana şarkıcıyım demesin! Bir performans o kadar yokluğa ve zorluğa rağmen bu kadar mı güzel olur! O sahne, O ışıklar… Seviyorum diye değil cidden harikaydı. Junsu’yu merak edenlere bugünkü konserden bir iki kare;

Bakınız bu Angel Xia. Beyazları çekmiş melek gibi olmuş cidden hehehe.

Magical Xia

Bu da masallardan fırlamış Xia. Bu fotoğrafı yakalayan kimse teşekkürü borç bilirim.

Konserlerde bizim yerimize izleyip bizi düşündüğü için(!) bu fotoğrafları çekip paylaşan herkese sonsuz teşekkürler. Her ne kadar o büyüyü yaşayamasam da az buçuk dindirebiliyorum susuzluğumu.

E, tebrikler Junsu. Konserini verdin, Chelsea kupayı aldı, bir süre keyfine diyecek yok! Ama hakediyorsun herkes biliyor.

Bu arada Junsu diyip duruyorum ama benim favorim Kim Jaejoong. Onun hakkında da daha sonra detaylı bir şekilde yazmak istiyorum. Bu yazımda yazmaya kalksam yazı uzar da uzar okumayı bırakır, ne Jaejoongmuş arkadaş der bana küfredersiniz diye çekiniyorum. Çekmekte olduğu dizinin OST’si 25 Mayıs tarihinde çıkacakmış pek heyecanlıyım. O heyecanı uykulu ve anlamsız bir şekilde dile getirmek istemiyorum.

Herneyse. Saat sabahın 4’ü ben yavaştan (sürünmek suretiyle) yatağımın yolunu tutayım. İlk blog yazımı herhangi bir şekilde gördüyseniz okuduysanız ve anlamsız bulduysanız affedin. Uykuyla uyanıklık arasındaki o tatlı çizgide gidip gelirken aklıma gelenleri yazdım. Kısa, dağınık ve anlamsız da olsa bu benim ilk yazım ve onu seviyorum. (bana) İyi geceler…

Yorum bırakın